16 Haziran 2016 Perşembe

Euro 2016 Notları #5



Fransa'da turnuva öncesi medya ve halk tarafından kendisine yüklenen sorumluluğu henüz sahaya yansıtamayan Pogba'nın rolünü Dimitri Payet çaldı adeta. Zor da olsa iki maçtan da galip gelmeyi başaran Fransızlar'ın başarısında kilit isim ve başrol sahibi şüphesiz ki Payet.

Deschamps Romanya maçının etkisiz isimleri Griezmann ve Pogba'yı yedek oturtup Kingsley Coman ve Anthony Martial'i sürdü sahaya. Fransız Medyası bu hamlelerin dinlendirme amaçlı olduğunu iddia etmiş de daha 2. maçlar oynanıyor birader, ne dinlenmesi? Neyse, bu ikili de çare olamadı Fransızların üçüncü bölgedeki yaratıcılık sorununa. Pogba ile Griezmann en büyük iki değeri ve daima sahada olmalılar. Sorun Pogba'nın henüz turnuvaya ısınamamış olmasından kaynaklanıyor. Daha ofans oynaması gerekiyor ama Deschamp onun 10 numara gibi oynamayacağını söylemişti. Fransa'nın orta alanın ilerisinde takımı yönlendirecek bir adama ihtiyacı var. Pogba henüz bu role girebilmiş değil, sorun bu. Yoann Gourcuff adında biri vardı. Yeni Zidane diyorlardı, ne oldu ona? :(

Payet kalitesini ve takımda özellikle bir kişinin üstlenmesi gereken o büyük sorumluluğu üstlenebileceğini göstermişti ilk maçta ve çizgisinden şaşmadan iyi performansını sürdürüyor. Arnavutlar karşısında Fransa takım halinde 11 şans yaratırken bunların 6'sında Payet'in imzası vardı. 41 isabetli pas, 3 başarılı dripling ve 1 gol de kreması. İki maç, iki gol, iki maçın adamı ödülü... Harika bir turnuva geçiriyor ve bu, Fransızlar kadar Slaven Bilic'e de mutlu ediyor. Turnuva sonunda kendisini daha iyi bir kulüpte bulma ihtimali de yok değil tabii. 29 yaşında, son bir büyük transfere imza atabilir.

Toplamda 14 şans yaratan Dimitri Payet bu alanda turnuvanın en iyisi. Onu Marouane Fellaini (7), Granit Xhaka (7) ve Vladimir Weiss (6) takip ediyor. Ve N'Golo Kante sayın seyirciler. 94 pas, %94 pas isabeti, 4 top çalma, 4 ikili mücadele kazanma. Mu-az-zam, yine.

Arnavutluk'u takdir etmek lazım. İnanılmaz iyi mücadele ettiler ama ele geçirdikleri birkaç fırsatı yine değerlendiremediler. İsviçre maçında da son anlarda Skhelzen Ghasi ile çok net bir fırsattan yararlanamamışlardı. Ghasi'yi Fransa karşısında kullanmadı De Biasi. İzlandalı Birkir Bjarnason gibi o da stili ve saha iç rolü ile Olcay Şahan'ı andıran bir oyuncu. Oyuna dahil olsa idi üçüncü bölgede yaptığı baskı ve savunma arkasında yaptığı koşularla tehlikeli olabilirdi. "Ve"den sonrasını İsviçre maçında gördük mesela.


De Biasi soyunma odasına girdiğinde oyuncularına kafalarını kaldırmalarını ve bu akşam ortaya koydukları oyundan gurur duymalarını söylemiş. Arnavutluk adına çok dramatik bir son oldu ama henüz hiçbir şey bitmiş değil. Romanya önünde galip gelirlerse en iyi üçüncü kontenjanından bir üst tura çıkabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken husus Arnavutluk'un direnci ve mücadelesinden öte ortaya koyduğu karakter. Hiç sakatlık numarası yapıp zamana oynamadılar, oyunu çirkinleştirmediler. Savunmada oyuna sonradan dahil olan Vesili'nin bir anlığına uyuması sonucunda yediler ve golü ydağıldılar. Arnavutluk, Romanya, Macaristan... Hepsinin oyun karakteri var, ne yapmaya çalıştıklarını izlerken sezmek mümkün. Ya Türkiye? Hiçbir şey.

Arnavutluk'ta Elseid Hysaj'a değinmek gerek. Savunmada sağlam, hücumda etkili, dinamik akıllı. Arnavutluk hücumlarının merkezinde o var desek doğru olur. Sağ tarafı koridor gibi kullanıyor. İsviçre maçında Sadiku'ya attığı pas var mesela, o derinliği yaratabilecek sağ bek sayısı dünyada sınırlı. Sadiku onu gol yapsa turnuvanın en iyi asistlerinden biri olarak kayda geçilecekti. Takım onun ayağına bakıyor, Romanya karşısında en önemli hücum silahı olacak. Gruptan çıkabilirlerse turnuvanın en iyi 11'ine girebilir. Turnuva sonunda transfer yapabilir ki Chelsea, Arsenal ve Manchester United'ın devrede olduğu konuşuluyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder