21 Haziran 2016 Salı

Euro 2016 Notları #9


Grup aşamasındaki maçların aynı saatte oynanmasından mütevellit iki maçı aynı anda takip etmek zor. Ben her ne kadar Rusya - Galler maçının heyecanlı geçme potansiyelinin daha yüksek olduğunu bilsem de seçimimi İngiltere - Slovakya maçından yana kullandım ve pişman oldum açıkçası. 1 puanın İngiltere'ye yetiyor oluşu ile Slovakya'nın tamamen 1 puan odaklı oyunu birleşince beklenen oldu. İngiltere'nin ismine aldandık. Bir sonraki turda karşılarına gelecek ilk güçlü rakibe eleneceklermiş gibi bir görüntü çiziyorlar yine.

Roy Hodgson da Deschamps gibi rotasyona giderek çıktı üçünçü maça. Savunmanın sağında Kyle Walker'ın yerine tercih edilen Nathaniel Clyne rotasyonla şans bulan isimler arasında en göze çarpanıydı. İngiltere'de savunma hattı genel olarak iyi olsa savunmanın sağında turnuvanın en iyi rotasyonuna sahipler. Almanya savunmanın sağını stoperden devşirme Benedikt Höwedes ile idare ederken İngilizler adeta bolluğu yaşıyor. Höwedes elinden geldiğince o bölgeyi idare etmeye çalışsa da bir yere kadar. Neyse, Walker zaten ilk iki maçta gayet iyiydi, Clyne da onu aratmadı. 7 şans yaratma, 6 orta, 4 başarılı dripling, %95 pas isabeti. Daha ne olsun? Klopp'un elinde önümüzdeki sezon canavara dönüşebilir. Takımın orta alandaki vazgeçilmezi Eric Dier da bir maçta 100 pas barajını aşan üçüncü oyuncu oldu. İlk iki isim turnuvanın en pasörleri Toni Kroos ile Granit Xhaka.

Slovakya'nın 1 puan odaklı oyununun dozu biraz fazla kaçtı açıkçası. Maçın genelinde rakip yarı sahada etkili olamadılar, ilk yarı hiç ortalıkta yoktular. İlk yarı rakip ceza sahasına hiç giremediler, pozisyon yaratamadılar. Weiss ve Hamsik'i ortaya koymak istedikleri oyundan dolayı kullanamadılar ama istediklerini aldılar. Maçın adamı da Slovak kaleci Matus Kozacik seçildi zaten.

Bu sezon Premier Lig'de yalnızca üç maçta 141 dakika süre alan ve beklenmedik şekilde milli formayı fazlasıyla hak eden Danny Drinkwater yerine kadroda tercih edilen kronik sakat Jack Wilshere'e de değinmek gerek. Yokları oynadı adeta. 0 şans yaratma, 0 şut, 0 top kapma, 8 isabetsiz pas. Alexander Lacazette'in kadroya alınmaması ile Wilshere'in alınması, turnuvanın en fiyasko tercihleri bana kalırsa.


Gareth Bale Rusya karşısında 7 tanesi ilk yarıda olmak üzere toplamda 8 başarılı dripling denemesinde bulunmuş. Turnuvada en çok başarılı dripling denemesinde bulunan oyuncular 9'ar dripling ile Vladimir Weiss ve Kingsley Coman'dı. Onları 8'er dripling ile Kyle Walker ve Dimitri Payet takip ediyordu. Bale tek maçta altüst etti bütün istatistikleri. Müthiş gerçekten. %88 pas isabeti, 3 şans yaratma ve 1 gol de kreması. 

Gareth Bale kaydettiği 3 gol ile turnuvanın gol kralı an itibariyle. Grup aşamasındaki tüm maçlarda gol atmayı başaran son oyuncular 2004 Avrupa Şampiyonası'ndan van Nistelrooy ve Milan Baros. Şu ana dek sadece İspanya ve Fransa, Bale'den daha fazla gol kaydetti. 12 isabetli şut ile turnuvadaki 19 takımı bu alanda ardında bıraktı. MVP? Bale'in isabetli şut başarısı takımının istatistiklerine de yansıdı doğal olarak. Galler Rusya karşısında ilk yarı toplam 9 şut çekmiş. Ev sahibi Fransa'nın üç maç toplamı ise 11. 

Don't be like Tom!


Beni alın buradan, lütfen!


19 Haziran 2016 Pazar

Euro 2016 Notları #8


Marc Wilmots vasat bir teknik adam mıdır? Bana göre öyle ama yine de tartışmaya açıktır bu. Belçika Milli Takımı'nın sahip olduğu potansiyeli tam anlamıyla sahaya yansıtamadığı yönündeki eleştirilerin hedefinde o var doğal olarak. Turnuvaya İtalya mağlubiyeti ile başladılar ve buna İtalya'nın mükemmele yakın kompakt oyununun yanı sıra Wilmots'un oyuncu tercihindeki hataları da sebep oldu. Ama Wilmots ilk karşılaşmadan iyi ders çıkarmış ve doğru yolu bulmuş. 

Wilmots, İrlanda karşısında İtalya maçından farklı olarak Moussa Dembele, Yannick Carrasco ve Albert Meunier ile başladı. Fellaini'yi oturtarak orta alandan bir oyuncu eksilten Wilmots, de Bruyne' ileri üçlünün ortasına monte edip Carrasco'yu kanata aldı ve bir hücumcu kazanmış oldu. Fellaini, Nainggolan ve Witsel'in üçünün de aynı anda sahada olması gereksiz fazlalık. Ofansif açıdan kısıtlamış oluyorsun kendini yok yere. Savunmanın sağına da stoper orijinli Laurent Ciman yerine hem daha kaliteli hem de orijini sağ bek olan Albert Meunier'i tercih edince, hayal edilen Belçika'yı görmüş olduk. İtalya karşısındaki 11'i 'aslında olan'dı bir nevi. 

İrlanda karşısında maçın başından sonuna kadar sonuna kadar üstün oynadılar, rakiplerini sahadan sildiler adeta. İlk devre İrlanda şans yaratamazken Belçika 5'i de Bruyne ile olmak üzere 7 şans yarattı. İkinci yarı da üretmekte zorlanmadılar ve skor elde ettiler sonunda. Yalnız 49'da İrlanda lehine verilmeyen penaltı maçın kırılma anıydı. Sağlı sollu tekme salladılar adama hoca oralı olmadı. Wilmots ikinci maç itibariyle doğru şablonu ve oyuncu ekibini görmüş oldu. Turnuvanın geri kalanında bu ilk 11 üzerinde çok oynamadığı sürece önleri açık. Çeyrek finalden ötesini görmeleri sürpriz olmaz.

Belçika ikinci golde 28 pas yapmış. 1980'den bu yana Avrupa Şampiyonaları'nda gol öncesi yapılan en uzun pas serisi olmuş bu. Asist Albert Meunier'den.

Portekiz Euro 2016'da 15 isabetli şut ile en çok kaleyi bulan takım. Ancak İsveç hiç isabetli şutu olmayan İsveç ile aynı sayıda gol attılar. Ciaran Clark sağolsun.


Euro 2016'da maçların 87. dakikaları ve sonrasında 13 gol atıldı. Atılan toplam gol miktarının %28'ine tekabül ediyor bu 13 gol. Bu absürt rakamları sadece 24 takımlı yeni turnuva formatına ve dolayısıyla ortaya konan kontrollü, 1 puan odaklı oyuna yormak da ne kadar doğru bilemiyorum. Elbette en büyük neden o ama bir takım hariç herkes savunma yapmayı öğrenmiş, kapmışlar meseleyi. Biraz da bu yüzden.

Sıfır beklenti ve iddia ile turnuvaya katılan Macaristan'ın  haddini bilmeden iki maçtır  ortaya koyduğu oyun ve İzlanda'nın savunma performansı takdire şayan. 29 uzaklaştırma, 16 başarılı hava topu mücadelesi, 12 engelleme. Viking usulü.

18 Haziran 2016 Cumartesi

Teknik Adamlar Ne Kadar Kazanıyor?


İspanya maçından sonra Fatih Terim'in yıllık kazancı bir kez daha gündeme geldi. Terim en çok kazanan 3. teknik adam. Asıl ilginç olan ise sağ alt köşeye not düşülmüş. Gareth Bale'in haftalık kazancı (300 bin pound), hocası Chris Coleman'ın yıllık kazancından fazla.

Dom Pedro I


Socrates, 1984. (Foto: Luis Crispino)

17 Haziran 2016 Cuma

Euro 2016 Notları #7


Euro 2016'da şu ana dek oynanan 18 maçta atılan gol sayısı 34. Son Dünya Kupası'nda ise 18 maçta 54 gol atılmış. UEFA'nın 24 takımlı, 4 en iyi üçüncünün de gruptan çıkmasını öngören bu yeni turnuva formatı, maçların genel olarak düşük tempoda geçmesinin ve az gol izlememizin temel sebebi. Neredeyse her takım ilk yarı oyunu tutma ve öncelikli olarak 1 puan kapma niyetinde. 34 golün sadece 10 tanesi ilk yarılarda atılmış. Bu turnuvada ilk yarı 0 bahsi dostunuzdur arkadaşlar. 

İngiltere - Galler maçında oyuna sonradan dahil olan Galli Chris Edwards astım ilacı kullandı değişiklik yapılmadan evvel. Bu normal mi veya bu ilacı kullanan başka oyuncular var mı bilmiyorum ama bir hayli garip geldi bana. Ben bir tek Santiago Munez'in kullandığını sanırdım.

Galler karşısında 69 pas ile oynamış Rooney, Aaron Ramsey, Joe Allen ve Bale'den oluşan Galli trio'dan 25 fazla. %91 pas isabeti, 10 orta, 5 şans yaratma, 4 başarılı dripling. Kaptan olmak, o sorumluluğu üstlenmek bunu gerektirir.

Gareth Bale, Avrupa Şampiyonaları'nda Thomas Häßler'den sonra (Euro 1992) bir turnuvada iki frikik golü atan ilk oyuncu olmuş. Bale büyük turnuvalarda kullandığı 3 frikikte 2 gol bulurken, Cristiano Ronaldo 34 frikikten gol çıkaramamış. Ronaldo'nun frikik kabiliyeti futbol dünyasının en overrated meselesi. Ölümüne overrated. Madrid'de frikikleri hala Ronaldo'nun kullanıyor olması büyük haksızlık. Müsaade lütfen.


İngilizlerin Sterling, Kane - Lallana'dan oluşan ileri üçlüsü müthiş etkisiz. Sterling maçın ilk yarısını bir sürü 0 ile tamamladı mesela. 0 dripling, 0 şut vs. Pep'in bu arkadaşla ne yapacağını çok merak ediyorum. Harry Kane'in henüz isabetli şutu yok turnuvada. Balon? Sonunda Roy Hodgson da dayanamadı bu vasat altı performanslara ve Vardy - Sturridge ikilisini sahaya sürerek beklenen hamleyi yaptı. Bu hamle maçı getirdi zaten. Vardy milli formayla son 5 maçta 4. golünü attı. Vardy'in hayat hikayesi beyaz perdeye aktarılacak biliyorsunuz. Vardy turnuvada gol atarsa filmin finalinin bu gol ile olacağı konuşuluyordu. Vardy spoiler'ı verdi yani. Gerçi Vardy'nin hikaye henüz bitmiş değil. Kane'den formayı alır, gollere devam ederse film başka bir boyut alır. 

Almanya karşısında hiç de fena oynamayan Ukrayna, gitti Kuzey İrlanda'ya yenildi ve turnuvadan elenen ilk takım oldu. Olacak iş değil. Konoplynka'lı, Yarmolenko'lu takım henüz gol de atabilmiş değil. Viktor Kovalenko turnuvada adından söz ettirecek gençler arasında gösteriliyordu ama o da takımın geri kalanı gibi vasatı aşamadı 2 maçtır.

Kuzey İrlandalı Niall McGinn Avrupa Şampiyonaları'nda normal sürede atılan en geç golün yeni sahibi oldu. 95:52'de attı golü. Bizim için sıradan, McGinn için ise ileride torunlarına anlatacağı bir rekor. Ayrıca Kuzey İrlandalı oyuncuların, tribünlerin, başkent Belfast'ta kurulan fanzone'da maçı izleyenlerin sevinci görülmeye değer.

Almanya - Polonya maçının turnuvadaki en sıkıcı maç olup olmadığı tartışılır ama en büyük hayal kırıklığı olduğu konusunda hemfikiriz sanıyorum. Joachim Löw avare -tam anlamıyla- Götze ile sahte dokuzlu oynayarak başladı bu maça da. Bu 4-6-0 saçmalığında ısrarcı olmasına akıl sır erdiremiyorum ama ben bu maçtan sonra kesin olarak Götze'yi gözden çıkardığını düşünüyorum. Götze sahadayken bütün işleyiş bozuluyor. Bir defa kafadan kanatlar ve kanat ortaları kendiliğinden etkisizleşiyor. Aynı sistemde devam edecekse Müller ile başlar en azından. 

4-6-0 ve sahte dokuz yazarken bile ayar oluyorum, Pardon filminden bir replik geliyor aklıma. "4-6-0'da neymiş? Kerttirmeyin bana Götze'yi de sahte dokuzlu sisteminizi de. Sapıklığın alemi yok." Doğru demiş Çerkez İbrahim.

Polonya baya sağlam takım. İşin savunma kısmında kusursuza yakın oynuyorlar ki henüz kalelerinde gol görmediler. 135 dakika rakiplere isabetli şut imkanı da tanımadılar. Kamil Glik oynadıkça Beşiktaş'a transferi zora giriyor. Partneri Michal Pazdan da döktürüyor. Kamil Glik - Michal Pazdan ikilisi turnuvanın en iyi stoper ikililerinden. En iyisi ise Jerome Boateng'in parçası olduğu herhangi bir ikili.

Veledrome!





16 Haziran 2016 Perşembe

Euro 2016 Notları #6


Romanya Bogdan Stancu'nun penaltılarıyla yoluna devam ediyor. Bogdan Stancu 1984'te Arnesen ve 2000'de Mendieta'dan sonra bir Avrupa Şampiyonası'nda iki penaltı golü atan üçüncü oyuncu olmuş. İlhan Cavcav bunu beğendi. 

İsviçre maçında ilk yarıda tek isabetli şutu penaltıdan gol olan Romanya, Euro 2016'da 3 isabetli şut attı ikisi penaltıdan gol oldu. Turnuvadaki iki penaltı da Romanya'ya çalındı. Penaltıları yaptıran iki isim de Juve'den. Patrice Evra ve Stefan Lichtsteiner. Evra'nın turnuvayı pek iyi geçirdiği söylenemez ama Lichsteiner'a laf yok. Kendisi dünyanın en underrated beklerinden biridir. 

Romanya Avrupa Şampiyonası'nda oynadığı 14 maçta sadece 1 kez galip gelebilmiş. Umarım bu seriyi sürdürürler. Arnavutların yoluna devam etmesini istiyorum ben.

Haris Seferovic yine dünyaları kaçırmaya devam ediyor. Girdiği pozisyonların yarısını gole çevirse şimdiden turnuvanın gol kralı olma yolunda önemli mesafe alacaktı. Ukrayna ve Avusturya gibi İsviçre'de iyi bir forvete sahip olmamanın sıkıntısını yaşıyor. Vladimir Petkovic ısrarı bırakıp wonderkid Breel Embolo ile başlamalı artık. 


İsviçre'de Granit Xhaka iki maçta da 100 pas barajını geçti. Arnavutluk karşısında 113, Romanya karşısında 102 pas ile oynadı. 100 pas barajını aşan diğer isim Toni Kroos. Granit Xhaka kardeşi Taulant'ın geri planda kaldığı bu turnuvada performansıyla parlayan oyunculardan bir tanesi. İsviçre'nin orta alandaki beyni konumunda. İkidir maçlarını anlatan spikerler basit oyunundan, ileriyi pek düşünmediğinden dem vuruyor ama iki maçta 7 şans yaratmış. Dimitri Payet'den sonra ikinci bu alanda. Payet dışında turnuvada iki defa maçın adamı seçilen tek oyuncu aynı zamanda. Arsenal'ın beş kuruş para harcamadığı son dönemde kendisi için 30 milyon pound ödemesi, aslında ne kadar kaliteli ve potansiyeli olduğunun kanıtı.

Slovakya'da Marek Hamsik takımını sırtlamaya devam ediyor. Bir muazzam gol ve asist ile oynadı. Vladimir Weiss'a yaptığı asist, Bonucci'nin Giacherini'ye yaptığı asist ile beraber turnuvanın en iyisi. World Class.

Vladimir Weiss'a değinmeden edemeyeceğim. Avrupa dışında oynayıp Avrupa Şampiyonası'nda gol atan ilk futbolcu olmuş bu gamsız. Ya kardeşim senin ne işin var Katar'da? 3 yıldır kariyerini, gençliğini, yeteneğini, potansiyelini heba ediyorsun oralarda. Böyle kötü bir kariyer planlaması olan başka bir futbolcu daha yoktur dünyada. Yakınları, arkadaşları elinden tutup demiyor mu buna ne işin var oralarda diye. Üstelik bu sezonun ortasında takım değiştirmiş Katar'da. Al-Gharafa kulübüne transfer olmuş. 

İyi bir turnuva geçiyor kendisi. 6 şans yaratmış ve bu alanda Granit Xhaka'nın ardından üçüncü sırada. Güzel de bir gol buldu. Elseid Hysaj ve Fabian Schar gibi o da turnuva sonrası transfer yapabilir, yapmalı.

Euro 2016 Notları #5



Fransa'da turnuva öncesi medya ve halk tarafından kendisine yüklenen sorumluluğu henüz sahaya yansıtamayan Pogba'nın rolünü Dimitri Payet çaldı adeta. Zor da olsa iki maçtan da galip gelmeyi başaran Fransızlar'ın başarısında kilit isim ve başrol sahibi şüphesiz ki Payet.

Deschamps Romanya maçının etkisiz isimleri Griezmann ve Pogba'yı yedek oturtup Kingsley Coman ve Anthony Martial'i sürdü sahaya. Fransız Medyası bu hamlelerin dinlendirme amaçlı olduğunu iddia etmiş de daha 2. maçlar oynanıyor birader, ne dinlenmesi? Neyse, bu ikili de çare olamadı Fransızların üçüncü bölgedeki yaratıcılık sorununa. Pogba ile Griezmann en büyük iki değeri ve daima sahada olmalılar. Sorun Pogba'nın henüz turnuvaya ısınamamış olmasından kaynaklanıyor. Daha ofans oynaması gerekiyor ama Deschamp onun 10 numara gibi oynamayacağını söylemişti. Fransa'nın orta alanın ilerisinde takımı yönlendirecek bir adama ihtiyacı var. Pogba henüz bu role girebilmiş değil, sorun bu. Yoann Gourcuff adında biri vardı. Yeni Zidane diyorlardı, ne oldu ona? :(

Payet kalitesini ve takımda özellikle bir kişinin üstlenmesi gereken o büyük sorumluluğu üstlenebileceğini göstermişti ilk maçta ve çizgisinden şaşmadan iyi performansını sürdürüyor. Arnavutlar karşısında Fransa takım halinde 11 şans yaratırken bunların 6'sında Payet'in imzası vardı. 41 isabetli pas, 3 başarılı dripling ve 1 gol de kreması. İki maç, iki gol, iki maçın adamı ödülü... Harika bir turnuva geçiriyor ve bu, Fransızlar kadar Slaven Bilic'e de mutlu ediyor. Turnuva sonunda kendisini daha iyi bir kulüpte bulma ihtimali de yok değil tabii. 29 yaşında, son bir büyük transfere imza atabilir.

Toplamda 14 şans yaratan Dimitri Payet bu alanda turnuvanın en iyisi. Onu Marouane Fellaini (7), Granit Xhaka (7) ve Vladimir Weiss (6) takip ediyor. Ve N'Golo Kante sayın seyirciler. 94 pas, %94 pas isabeti, 4 top çalma, 4 ikili mücadele kazanma. Mu-az-zam, yine.

Arnavutluk'u takdir etmek lazım. İnanılmaz iyi mücadele ettiler ama ele geçirdikleri birkaç fırsatı yine değerlendiremediler. İsviçre maçında da son anlarda Skhelzen Ghasi ile çok net bir fırsattan yararlanamamışlardı. Ghasi'yi Fransa karşısında kullanmadı De Biasi. İzlandalı Birkir Bjarnason gibi o da stili ve saha iç rolü ile Olcay Şahan'ı andıran bir oyuncu. Oyuna dahil olsa idi üçüncü bölgede yaptığı baskı ve savunma arkasında yaptığı koşularla tehlikeli olabilirdi. "Ve"den sonrasını İsviçre maçında gördük mesela.


De Biasi soyunma odasına girdiğinde oyuncularına kafalarını kaldırmalarını ve bu akşam ortaya koydukları oyundan gurur duymalarını söylemiş. Arnavutluk adına çok dramatik bir son oldu ama henüz hiçbir şey bitmiş değil. Romanya önünde galip gelirlerse en iyi üçüncü kontenjanından bir üst tura çıkabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken husus Arnavutluk'un direnci ve mücadelesinden öte ortaya koyduğu karakter. Hiç sakatlık numarası yapıp zamana oynamadılar, oyunu çirkinleştirmediler. Savunmada oyuna sonradan dahil olan Vesili'nin bir anlığına uyuması sonucunda yediler ve golü ydağıldılar. Arnavutluk, Romanya, Macaristan... Hepsinin oyun karakteri var, ne yapmaya çalıştıklarını izlerken sezmek mümkün. Ya Türkiye? Hiçbir şey.

Arnavutluk'ta Elseid Hysaj'a değinmek gerek. Savunmada sağlam, hücumda etkili, dinamik akıllı. Arnavutluk hücumlarının merkezinde o var desek doğru olur. Sağ tarafı koridor gibi kullanıyor. İsviçre maçında Sadiku'ya attığı pas var mesela, o derinliği yaratabilecek sağ bek sayısı dünyada sınırlı. Sadiku onu gol yapsa turnuvanın en iyi asistlerinden biri olarak kayda geçilecekti. Takım onun ayağına bakıyor, Romanya karşısında en önemli hücum silahı olacak. Gruptan çıkabilirlerse turnuvanın en iyi 11'ine girebilir. Turnuva sonunda transfer yapabilir ki Chelsea, Arsenal ve Manchester United'ın devrede olduğu konuşuluyor. 

Figonaldo!


Portekiz efsanesi Luis Figo ve Cristiano Ronaldo'nun birlikte sahada olduğu son büyük turnuvadan, 2006 Dünya Kupası'ndan bu fotoğraf. Luis Figo milli formayı 127 kez terletti. Ronaldo İzlanda karşısında 127. kez milli formayı giydi ve Luis Figo'nun rekoruna ortak oldu. Kaldı 1.

15 Haziran 2016 Çarşamba

Euro 2016 Notları #4


Birbiriyle oynayan takımların koşu mesafeleri alt alta veya birbirine yakın genel olarak. Ama absürt birkaç mesafe olduğunu söylemek mümkün.  Milli Takım'ın bir hayli kötü, düzensiz ve 'ruhsuz' futbolu koşu mesafelerine de yansımış doğal olarak. 24 takım arasında 22. olmuşuz. Altımızda İrlanda ve İsveç kalıyor ki onlar birbirleriyle oynadı zaten. 

Belçika rakibi İtalya'dan yaklaşık 12 km daha az mesafe katetmiş. İnanılır gibi değil. Bu seviyede bir turnuva maçı olsun veya olmasın önemli değil. Herhangi bir maçta dahi böylesine bir fark kabul edilemez. Üstelik Antonio Conte'nin sahaya sürdüğü 11, turnuva tarihinin en yaşlı 11'i, yaş ortalaması 31,2.  

Kuzey İrlanda ve Arnavutluk gibi düşük profilli kalan takımların rakiplerine göre daha az koşmuş olması da bir o kadar garip. Yaklaşık olarak Arnavutluk İsviçre'den 6 kilometre daha az koşmuş. Kuzey İrlanda da Polonya'dan 1 km daha az mesafe kat etmiş. Teknik kapasitesi ve yapabilecekleri sınırlı bir takımla, rakibi ile arasındaki kalite farkını daha fazla koşarak kapatır, kapatmalıdır. Normali budur. Sonra vay efendim niye kaybettik!

66. dakikada Alesandar Dragovic'in atılmasıyla kalan süreyi 10 kişi oynayan Avusturya'nın 9 takımdan daha fazla koşmuş olması da takdir edilesi. 

Euro 2016 Notları #3


Macaristan'ın Avusturya karşısındaki ilk golünü kaydeden Adam Szalai kulüp ve milli takımlar düzeyinde 14 Aralık 2014 tarihinden bu yana ilk golünü atmış. Dile kolay tam 41 maç. Son golünü attığında Hoffenheim forması giyiyordu Szalai. Bu sezonu Hannover 96'da tamamladı. 16 maçta 792 dakika sahada kalıp gol kaydedemedi. Diğer bir forveti de Hugo Almeida olan Hannover'ın küme düşmesine şaşmamalı. Nokta atışı yapmışlar transfer döneminde.

Adam Szalai'in gol sevinci maça dair en güzel anlardan bir tanesiydi. Szalai ve diğer Macar oyuncular golü kale arkasındaki taraftarlarıyla beraber kutladılar. 41 maç sonra gol atınca böyle güzel ve abartılı sevinç yaşanıyor demek. 

Macarlar kağıt üzerinde turnuvanın en zayıf takımlarından biri olarak gözüküyordu ama ben dahil büyük bir çoğunluğu yanıltmayı başardılar. 28 milyon euro toplam kadro değeriyle turnuvaya katılan takımlar arasında son sıradalar. Macarların kalesinde meşhur gri eşortmanıyla (evet, Umut Sarıkaya) Gabor Kiraly yaşına başına aldırmadan oynamaya devam ediyor. Kiraly, 40 yaş, 74 günle Avrupa Şampiyonası tarihinde forma giyen en yaşlı oyuncu olarak kayıtlara geçti bu arada. Bir önceki rekor 39 yaş 91 günle Alman futbol efsanesi Lothar Matthaus'a aitti.

Avusturya esasında iyi takım ama daha önce de dediğim gibi onlar da birçok takımın yaşadığı sorundan muzdarip. İyi bir forvete sahip değiller. Yıllardır Marc Janko oynuyor en uçta. Janko etkisizdi ama arkasındaki ekip de iyi değildi. Martin Harnik rezil oynadı mesela. %62 pas isabeti, 0 pozisyon yaratma, 0 başarılı dripling.


1964 Avrupa Şampiyonası'nda Sovyetler Birliği karşısında sahaya soyadı -sen ile biten 10 oyuncu süren Danimarka'nın rekorunu, sahaya soyadı -son ile biten 11 oyuncu süren İzlanda kırmış. Veriyi paylaşan Opta "recordsson" diye not düşmüş sonuna, daha da güzel olmuş.

Cristiano Ronaldo İzlanda karşısında tam 10 şut denemesinde bulundu ama bunlardan sadece 1 tanesi kaleyi buldu. 6 bloke, 3 isabetsiz, 1 isabetli şut ile tamamladı müsabakayı. İzlandalılar, Ronaldo kendine şut açısı yarattığında önüne adeta duvar ördüler. Özellikle Kari Arnason nefes aldırmadı Ronaldo'ya. 

Sahanın en iyisi Andre Gomes'di bana kalırsa. Oyun görüşü, vizyonu ve zekası üst düzey. Karşılaşmayı 53 isabetli pas ve 1 asistle tamamladı. Takım arkadaşlarına 4 pozisyon yarattı. Bu 4 pozisyonun tamamını ilk yarıda yarattı, ikinci devre pek etkili olamadı. Turnuva sonunda kendini yüksek bir meblağ karşılığında daha iyi bir kulüpte bulabilir ki Manchester United taliplisi olarak biliniyor.

Birkir Bjarnason turnuvaya ilk kez katılma başarısı gösteren İzlanda'nın ilk golünü kaydederek ülke tarihine geçti. Bjarnason saha içerisindeki rolü ve oyunu itibariyle gerçekten Olcay Şahan'ı andırıyor.

Luis Nani turnuva tarihinin 600. golünü atan isim oldu. İlk gol Galić 1960, 100: Giresse 1984, 200: Vilfort 1992, 300: Zahovič 2000, 400: Henry 2004, 500: Xavi 2008, 600: Nani 2016. 600. gol İzlandalı bir oyuncudan gelse ilginç olurmuş gerçekten.

İzlanda'da 18 hava topu mücadelesi kazanan Kolbeinn Sigþórsson  bu alanda takımının ve sahanın lideri. Portekiz takımının tamamı ise 17. Kolbeinn Sigþórsson ile Viking usulü savunma nedir, nasıl yapılır, incelikleri nelerdir?

Toplamda 4 defa şut deneyen İzlanda'nın bu 4 denemenin 2'sini ilk 5 dakika içinde yapması maça dair ilginç detaylardan bir tanesi. Fırtına gibi başladılar, sürpriz bir gol bulup maçın hikayesini farklı şekilde yazabilirlerdi. Geri kalan süre zarfında Viking savunmasının nasıl yapıldığını gösterdiler adeta.

Renato Sanches 18 yaş, 301 gün ile Portekiz'in Avrupa Şampiyonaları'nda forma giyen en genç ismi oldu. Ronaldo 19 yaş, 128 günlükken sahadaydı.

Ronaldo 2004'ten bu yana Portekiz'in Avrupa Şampiyonaları'nda attığı 21 golün 9'una katkıda bulunmuş. Portekiz teknik direktörü Fernando Santos aksini iddia etse de Ronaldo bu takımın her şeyi.


İzlanda Milli Takımı'nın sahadaki en bilindik ve en kariyerli ismi Gylfi Sigurdsson yeteri kadar iyi değildi. Aslında takımın en bilindik ve kariyerli ismi şüphesiz ki Eidur Gudjohnsen ama bugün süre almadı ve bundan sonra ne kadar süre alacağı da muamma.

İzlanda tribünleri inanılmaz iyiydi. Ara ara 'uhh' diye tempo tutarak takımı ve ekran başındaki beni fena gazladılar. İrlanda - İsveç ve Türkiye - Hırvatistan maçlarında tribünler bütün olarak iyiydi ama İzlanda tribünlerini ayrı bir yere koymak lazım. 323 bin nüfuslu, İstanbul'un bazı semtleri kadar nüfusa sahip olmayan ülkeden yaklaşık 15-20 bin kişi tribündeydi. Tribündeki İzlandalı sayısını toplam nüfusa oranladığımızda çok uçuk bir rakam ortaya çıkıyor aslında.

İzlanda kalecisi Hannes Halldórsson'un aynı zamanda müzik ile uğraştığı ve ülkesinin 2012 Eurovision şarkısının klibini çektiği bilgisi geldi maçın spikeri Yalçın Çetin'den. Takımı adına sahanın en iyilerinden biriydi Halldórsson. 

Maç sonrası Ronaldo "Sanki Avrupa Kupası veya başka bir şey kazanmış gibi sevindiler. Bu küçük mentalitelerini gösteriyor. Bu yüzden de hiçbir şey yapamıyorlar" minvalinde saçma açıklamalarda bulunmuş. "Biz kazanmak için her şeyi yaptık. Onlar ise sadece defans, defans, defans" diye de eklemiş. Komik. Gereken cevabı maçta kendisine nefes aldırmayan Kari Arnason "Bu yüzden Messi her daim bir adım önde oluyor" diyerek vermiş.

14 Haziran 2016 Salı

1986-2016

İlk fotoğraf 1986 Dünya Kupası İngiltere - Arjantin maçı öncesine; ikincisi ise 2016 Avrupa Şampiyonası İngiltere - Rusya maçı öncesine aitmiş. Aynı ekip, aynı poz.

Euro 2016 Notları #2


Almanlar hakkında çok fazla konuşmaya gerek olmadığını herkes biliyor. Takım neredeyse kusursuz, makine gibi işliyor. Joachim Löw bile takımın mükemmele yakın oyunundan sıkılmış olacak ki maç esnasında acayip hareketlerde bulunuyor. -Detaya girmeyelim.- Yalnız anlamadığım bir nokta var. Joachim Löw'ün sahte dokuzlu oyun anlayışını ve dolayısıyla Götze'yi tercih etmesini anlayabilmiş değilim. Elinde harika bir sezon geçirmiş, formda ve hazır Mario gomez dururken Bayern'de sezon boyu kulübeye hapsedilmiş diğer Mario'yu sahaya sürmesi nereden baksan tutarsız. Üstelik Götze baya formsuz. Görünen o ki Löw'ün bu denemesinden istediği verimi alamadığı ortada. Bir sonraki maçta Gomez ile başlamaması için hiçbir sebep yok şu durumda. 

Toni Kroos'a ayrı bir parantez açmak gerek, inanılmaz oynuyor. Adeta kumandan. Konuşmak için erken ama turnuvanın en iyi 11'ine girmemesi sürpriz olur şu ölçüde devam ettiği sürece. Takımının en çok topla oynayan ismi olup karşılaşmayı %94 pas isabeti ile tamamladı. Onu izlemek büyük keyif, topu ayağına aldığı her an çok özel.  Özil'in asisti, Yarmolenko'nun Kono'ya çıkardığı pas ve sonrasında Boateng'in çizgi üzerindeki müthiş hamlesi de maçtan arta kalan diğer özel anlar.

İyi de maç oldu. Bizim milli takımı izledikten sonra ilaç gibi geldi. Ukrayna beklediğimden fazla direnç gösterdi açıkçası. özellikle bir ara Ukrayna bekleri Shevchuk ile Fedetskiy çılgın atmaya başladı kenarlarda. Artem Fedetskiy 5 top çalmış. Bu alanda takımının ve sahanın lideri.  Turnuvadaki birçok takımın yaşadığı sorun, Ukrayna'nın da temel sorununu oluşturuyor: kaliteli bir santrfor eksikliği. Yaratıcılık sorunu deniyor ama aslında öyle değil. İş niteliksiz santrforlarda bitiyor. kanatlarda Andriy Yarmolenko ve Yevhen Konoplyanka varken yaratıcılık sorunundan dem vurmak komik olur. Bu ikilinin önündeki Roman Zozulya kötü, bu ikilinin önünde yetersiz kalıyor.

Grubun diğer maçı Kuzey İrlanda ile Polonya arasında oynandı. Bu maçı izlemedim ama Kuzey İrlanda'nın kabir azabı gibi takım olduğunu söylüyorlar. Turnuvanın en zayıf takımı oldukları doğru ama sonuna kadar onurlu mücadele edeceklerdir. Görüyoruz ki etmeyenler de var. Polonya kağıt üstünde harika gözüküyor. Arkadiusz Milik, Krychowiak, Beşiktaş'ın gündeminde olduğu iddia edilen Kamil Glik, Kuba ve tabi ki Robert Lewandowski. Milik turnuva sonrası transferin en gözde oyuncularından biri olabilir. Uçuk istatistikler var maçtan. Kamil Glik çıktığı 7 hava topunun tamamını almayı başarmış, Lewandowski ise şut kullanamamış. İnsan hayret ediyor.

Euro 2016 Notları #1


Açılış maçında ev sahibi Fransa Saint Denis'de Romanya'yı konuk etti. Turnuvanın ilk golü Gençlerbirliği forvetinden gelecekti az kalsın ama Stancu -klişe tabirle- zoru başardı. Ev sahibi olmanın ve ilk müsabakada galibiyet dışında herhangi bir sonucun kimseyi memnun etmeyeceği gerçeği, Fransızlar üzerinde baskı oluşturdu doğal olarak. Bu baskı sahaya da yansıdı. 

Didier Deschamps Matuidi, Kante, Pogba üçlüsüyle orta sahaya duvar örmedi, sur çekti adeta. Ama aşılması imkansız gibi görünen bu üçlüyle maça başlamak takımı ofansif açıdan etkisiz kıldı. Her ne kadar üçü de ayrı ayrı çok kaliteli de olsa üçü birlikte olunca oyun karmaşık bir hal aldı. Bunda Pogba'nın neredeyse hiç varlık gösterememesi de etkili oldu tabii. Deschamps'in orta alana bir ayar çekmesi gerekiyor. Kante takımın ilk 11'e yazılacak ilk adamı, bu kesin. İnanılmaz oynadı yine. Pogba'nın da vazgeçilemez olduğunu düşünürsek, Deschamps Matuidi'yi kenara alabilir. Aslında Griezmann ve Pogba oyuna biraz ağırlığını koysa hiç gerek kalmayacak bu hesaplara. Payet'ten bahsetmeye gerek yok. Kusursuz oynadı. Büyük sorumluluk alabileceğini kanıtladı tüm Fransız halkına.

Olivier Giroud golünü attı ama ben hala Alexandre Lacazette'e büyük haksızlık edildiğini düşünüyorum. Lacazette sezona korkunç başladı ama son 10 lig maçında 11 gol atarak müthiş bir form grafiği yakaladı ve milli formayı hak ettiğini fazlasıyla kanıtladı. Aynı süreçte Giroud ise 11 tanesi ilk 11 olmak üzere çıktığı 17 maçta 4 gol buldu. Giroud'u alınmamalıydı demiyorum. Giroud olmalı ama ikinci forvet olarak kenarda oturmalı. Bana kalırsa her takıma lazım Giroud gibi bir tane. Neyse, bu tercihi Deschamps'ın şuursuzluğuna sayalım.

Fransa'nın savunma hattı evlere şenlik. Özellikle savunmanın sağı. Evra yaşlandı ve artık bu seviyede sırıtıyor, bu çok açık. Varane'ın yerine kadroya dahil edilen Adil Rami fena değildi ama yine de arka taraf pek güven vermiyor. Koscielny'nin yanına Samuel Umtiti de monte edilebilir. o da Lyon'da gayet iyi bir sezon geçirdi. Romanya'da 10 numara Stanciu ile savunmada Napoli'li Vlad Chiriches göze çarpan isimlerdi. genel itibariyle vasat bir takım Romanya. Stancu girdiği pozisyonları değerlendirse bonservisini katlayacak, ilhan cavcav'ı kalpten götürecekti ama olmadı. Ayrıca formalarını beğenmedim. Geçmişte daha güzeldi sanki formaları.


Grubun diğer iki takımı Arnavutluk ve İsviçre. Turnuvanın ikinci maçı Xhaka kardeşleri karşı karşıya getirdi. Xhaka kardeşler finallerde karşı karşıya gelen ilk kardeşler olarak Avrupa Şampiyonası tarihine geçtiler. Müsabakayı ilgi çekici kılan da bu detaydı zaten. Düşük profilli iki takımın mücadelesi olarak gözükse de gayet keyifli bir maç oldu. İki takım da gol bölgesinde akıl tutulması yaşamasa çok daha keyifli olacaktı. Lorik cana yine kendine has saçmalıklarının bir kuple daha sundu ve 36'da atıldı. Bu maçın seyrini değiştiren andı. Akıllanmayacak bu adam. 64 dakika eksik oynayan Arnavutluk yine de iyi direnç gösterdi. Son dakikada Gashi bomboş pozisyonda Sommer'i geçebilse puan koparacaklardı. Arnavutsun sen, buldun mu atacaksın arkadaşım bu turnuvada ikinci bir şansın olmayabilir senin. Liam Neeson abi Arnavutları temizlemeseydi sıkardı o elemanlar Gashi'nin topuğuna. 

Balkanlar karması İsviçre'de Haris Seferovic dünyaları kaçırdı. Oyuna sonradan dahil olan wonderkid Breel Embolo formayı almalı bu arkadaştan. Embolo ortasahanın gerisinden topu aldığı bir pozisyonda harika top saldı Seferovic'in önüne ama Seferovic onu da kaçırdı. Xhaka kardeşlerden Granit daha iyiydi. Arsene Wenger 30 milyon pound bayıldı ona olsun o kadar. Dünyanın en tutumlu takımı ve teknik adamından bahsediyoruz, kolay değil o paralara Arsenal'a transfer olmak.  Taulant Xhaka hep basit pas tercihlerinde bulundu. etkisiz kalışı İtalyan teknik adam De Biasi'nin gözünden kaçmadı ki 62'de oyundan alındı. Medipol Başakşehirli Cikalleshi oyuna sonradan dahil oldu ama o da çare olamadı Arnavutlara. İki takım da üçüncü bölgede akıl tutulması yaşadı dedik ama kalecilerin de hakkını vermek gerek. Etrit Berisha her ne kadar golde hatalı olsa da iyi maç çıkardı. Yann Sommer de aynı şekilde. Savunmadan gelip İsviçre'nin tek golü kaydeden Fabian Schar, Granit Xhaka ile birlikte takımın en iyisiydi. Bu formunu sürdürürse Xhaka gibi o da daha iyi bir kulübe transfer olabilir turnuva sonunda.


Xhaka kardeşlerin annesi ve giydiği yarı Arnavutluk yarı İsviçre bayraklı tişörtü. Nice!

Euro 2016: En İyi Forma Tasarımları


İtalya 2. Forma


İrlanda 1. Forma


Türkiye 1. Forma


Hırvatistan 1. Forma


Fransa 2. Forma


Polonya 1. Forma


Almanya 1. Forma


İspanya 1. Forma


Hırvatistan 2. Forma


Avusturya 1. Forma