15 Haziran 2014 Pazar

Uruguay'ın Varlık İçinde Yokluğu


Turnuva'nın 3. gününde ilk büyük sürprizin İtalya, İngiltere ve Uruguay'ın bulunduğu ölüm grubunda averaj takımı veya başka bir deyişle zayıf halka olarak gözüken Kosta Rika'dan gelmesi beklenen bir şey değildi şüphesiz. Joel Campbell'in sürüklediği Kosta Rika'ya toslayan Uruguay bu sonuçla grupta saf dışı kaldı.

Luis Suarez, Cavani ve Forlan üçlüsünü birlikte sahaya sürme ısrarından vazgeçen Oscar Tabarez, Kosta Rika karşısında takımını 4-4-2 dizilişiyle sahaya sürdü. İleri uçta Suarez'in yokluğunda forma giyen Forlan ile Cavani hücum hattını oluşturdu. Her ne kadar eksikliği çok büyük bir boşluk yaratan Suarez sakatlığı sebebiyle Kosta Rika'ya karşısında şans bulamamış olsa da, dünyanın en pahalı hücum ikilisine ve son Dünya Kupası'nda attığı 5 gol ile Altın Top ödülüne uzanan Diego Forlan'ın takım içindeki rolü ve tecrübesi ile ölümcül hücum gücüne sahip olan Uruguay'da adeta varlık içinde yokluk yaşanıyor.

Dörtlü orta sahanın ortasında ağır yükü üstlenen Arevalo Rios ve Walter Gargano defansif yönü güçlü, fiziki açıdan son derece sağlam oyuncular ama aynı zamanda işin sadece savunma kısmında rol üstlenebilecek kapasiteye sahipler. Derin toplar atarak rakip savunmaları aşmaları veya takımın ihtiyaç duyduğu yaratıcılığı karşılamaları beklenemez ama kenar oyuncuları da bu konuda vasatın altında kalınca sorunlar baş gösteriyor.

Atletico Madrid'de geçtiğimiz sezonu kulübede geçiren, toplamda oynadığı 39 maçın sadece 7'sinde ilk 11 başlayan Cristian Rodriguez ile Stuani'nin oluşturduğu kanat organizasyonları da son derece yetersiz kalıyor. Dört savunmacı ve Gargano & Rios ikilisiyle kağıt üstünde fazlasıyla dengeli bir takım profili çizseler de, daha düne kadar turnuvanın en zayıf halkalarından biri olarak gösterilen Kosta Rika karşısında kalelerinde 3 gol birden görmeleri işlerin hiç de yolunda gitmediği kanıtlıyor. 3.5 milyon nüfuslu küçük Güney Amerika ülkesi, Luis Suarez ve Edinson Cavani gibi dünya yıldızlarını yetiştiriyor ama onları besleyecek ofansif orta saha bulamamanın sıkıntısını yaşıyor. 

Her şeye rağmen geçtiğimiz sezon boyunca yapabileceklerinin sınırı olmadığını defalarca gözler önüne seren Suarez ve Cavani ortaklığıyla Uruguay, hikayeyi baştan yazabilir.

11 Haziran 2014 Çarşamba

Jugurtha Hamroun'un Karabük Macerası


Karabükspor'da sezon sona ermesiyle birlikte sözleşmeleri sona eren İlhan Parlak, Uğur Uçar, Jugurtha Hamroun ile kiralık gelen Jones Carioca ile yollar ayrıldı.

Hamroun'da Uğur Uçar gibi 11/12 sezonunun devre arasında takımı kümede tutmak amacıyla transfer edilen oyunculardan bir tanesiydi. Karabük'te 2.5 yıl kaldı ama bu süreçte takıma pek bir şey kattığı söylenemez. Jones Carioca'nın 6 aylık Karabük macerasının daha uzun bir zaman dilimine yayılmış halini düşünün, tıpkı öyleydi işte.

Standart bir kanat oyuncusunun sahip olması gereken özellikler ve yapması gerekenler bellidir. Öncelikle takımdaki diğer oyunculara nispeten daha hızlı, daha teknik olmalı, dripling becerisiyle fark yaratmalıdır; sonrasında ise hücum oyuncularını beslemeli, pozisyon üretmeli ve yeri geldiğinde gol/asist bazında skora katkıda bulunmalıdır. Hamroun'un takıma elle tutulur gözle görülür görülür bir katkıda bulunmadığı 2.5 yılda bunlardan hiç birini tam olarak yapamadığını söylesek yanlış olmaz. Çoğu zaman yedek bekledi ama oyuna girdiğinde de pek bir etki de bulunamadı. Süper Lig'de 23'ü ilk 11'de olmak üzere 41 maçta forma şansı buldu, sadece 1 gol atabildi. İlk lig golünü atmak için 2 yıl 3 ay bekledi. Karabükspor'un takım halinde şampiyon Fenerbahçe'ye karşı sezonun en üstün performansını sergilediği maç, belki de kariyerinin en iyi maçı, akılda kalıcı tek performansıydı. Kendine kulüp bulmak istiyorsa o maçın kasetini alsa iyi eder.

Maç başına gol girişimde yer alma, hücum bölgesine atılan top, ceza alanına atılan top istatistiklerinde Ahmet İlhan ve Erkan Kaş'tan üstün ama tüm bunlar Hamroun'un ilk lig golünü attığı ama hiç asist yapamadığı, Karabükspor'un sadece 33 gol atabildiği sezon için pek bir şey ifade etmiyor. Takımdaki varlığı çok bir şeyi değiştirmediği gibi yokluğu da hissedilmeyecektir.

6 Haziran 2014 Cuma

Uğur Uçar'ın Karabük Macerası


Karabükspor'da sezon sona ermesiyle birlikte sözleşmeleri sona eren İlhan Parlak, Uğur Uçar, Jugurtha Hamroun ile kiralık gelen Jones Carioca ile yollar ayrıldı.

Uğur Uçar, 2011/12 sezonunun ilk devresinde aldığı 3 galibiyet ve topladığı 12 puanla 16. sırada yer bulan Karabükspor'da kümede kalabilmek adına Mabiala, Sanel Jahic, Mehmet Yıldız, Mustafa Sarp, Kağan Söylemezgiller ile birlikte transfer edilen oyunculardan biriydi. Direkt olarak ilk 11'e monte edilen kurtarıcı oyuncular furyası ile çıkışa geçen ve ligin ikinci yarısında 32 puan toplayarak sadece ikinci yarıda toplanan puanların baz alındığı tabloda 3. sırada yer bulan takımın bu başarısında pay sahibi olmuştu. 

Uğur Uçar Karabük'teki ikinci senesinde, ligin 3. haftasında içeride oynanan Beşiktaş maçının akabinde sakatlandı. Dönüşü 33. haftayı buldu ve bu süre zarfında tam 246 gün sahalardan uzak kaldı. Zaten futbol hayatı boyunca birden fazla ciddi sakatlık yaşaması kariyerini olumsuz etkiledi. Geçtiğimiz sezon 25 maçta forma şansı buldu. Tolunay Kafkas'ın elindeki kısıtlı imkanlarla oturtuğu takım savunması ile oyuncularından maksimuma yakın verim aldığı ve kalesinde en az gol gören Anadolu takımı olduğu sezonda Uğur'da kendisine verilen görevleri başarıyla yerine getirdiAlternatiflerinin kısıtlı olduğu kadroda defans hattının her yerinde oynayabiliyor olması onu değerli kıldı. Tolunay Kafkas'ın defansın solu için İshak'ı tercih etmediği ligin ilk haftalarında sol bek olarak, Sivas deplasmanında ise stoper oynadığını ve asıl mevkisi dışında da hiç sırıtmadığını fayda var.

Karabükspor beklerinin 2013/14 sezonu istatistik verileri karşılaştırması

Toplam şut

1.) Erdem Özgenç 25

2.) İshak Doğan 23 
3.) Uğur Uçar 1

Maç başına faul

1.) Uğur Uçar 1.41
2.) Erdem Özgenç 1.01 
3.) İshak Doğan 0.89

Maç başına rakipten karşılanan top

1.) Erdem Özgenç 17.85
2.) Uğur Uçar 16.53
3.) İshak Doğan  14.43

Maç başına ceza alanına atılan top

1.) İshak Doğan 7.2
2.) Erdem Özgenç 7.13
3.) Uğur Uçar 4.04

Maç başına hücum bölgesine atılan top

1.) İshak Doğan 8.78
2.) Erdem Özgenç 7.35
3.) Uğur Uçar 6.58

Maç başına gol girişiminde yer alma

1.) Erdem Özgenç 5.45
2.) İshak Doğan 5.2
3.) Uğur Uçar 3.59

Kaleye mesafe (m)

1.) İshak Doğan 59.07
2.) Erdem Özgenç 58.66
3.) Uğur Uçar 52.95

Maç başına topla oynama

1.) Erdem Özgenç 63.11
2.) İshak Doğan 57.82
3.) Uğur Uçar 51.77

Kariyerinde sadece 1 resmi golü bulunan Uğur Uçar'ın hücum gücünün yüksek olmadığı, ofansif açıdan zayıf ve donanımsız olduğu bir gerçek. Ofansif açıdan Erdem ve İshak gibi nispeten hücum gücü yüksek veya hücumu seven beklerin arkasında kalması normal karşılanabilir ama tüm bunlar hiç önemli değil. Süper Lig'de mücadele ettiği son üç sezonda da kalesinde 50 golden fazlasını (53-56-53) gören Karabükpor'da bu rakamın bu sene 34'e kadar çekilmiş olması tüm savunma oyuncularını çok değerli kılıyor. Eleştiri de bulunmak çok komik olur.

Uğur geçtiğimiz hafta sonu dünya evine girdi. Karabük'ün evli futbolcular açısından pek doğru bir şehir olmadığını ve Karabükspor'un da bir sonraki sezon ligi daha üst sıralarda bitirebilmesi için daha donanımlı bir sağ bek oyuncusuna ihtiyaç duyacağını da hesaba kattığımızda; bu ayrılığın her iki taraf için de hayırlı olduğunu söylemek yanlış olmaz. 

#worldcup En Değerli U21 Oyuncuları


Brazuca'nın Yolculuğu





2014 Dünya Kupası resmi topu Brazuca, Palistan'ın Sialkot şehrindeki bir fabrikada kadınlar tarafından üretiliyor. Brazuca'nın fiyatı 160$. Pakistanlı kadınların aylık ücreti ise 100$. #worldcup

5 Haziran 2014 Perşembe

Bu Hürriyet Çok Sosyal

Çocukluğumda arkadaşlarla sohbetlerde kendi gazetemiz olsun isterdik, beğendiğimiz haberleri ilk sayfadan uzun uzadıya yazacak, ilgilenmediklerimizi üç beş satırla geçiştirecek, ne işe yaradığını o zamanlar anlamadığımız sayfalar dolusu reklam ve ilana yer vermeyecek ve en önemlisi de spor haberleri için sondan okumaya başlamayacağımız bir gazete hayal ederdik. O zaman ufaktık da, ne tatlı düşler kurardık, “ah, oldu olacak bi’ de biz haber yazsak” der, sonra da imkânsız hayalimizle kendi kendimize “alay ederdik”. Yıllar geçti biz büyüdük, unuttuk o zamane düşlerini de hurriyet.com.tr editörleri içlerindeki çocuğun sesine kulak vermişler ve Hürriyet Sosyal adını verdikleri dünyada bir ilk olan kişiye özel bir gazete tasarlamışlar. Facebook, twitter gibi sosyal medya hesaplarıyla kolayca bağlanılan ya da üyelik oluşturarak girilen sosyal.hurriyet.com.tr’de istediğin kategoriyi seçip, zevkine göre haberleri okumaya anında başlayabiliyorsun.
Tabii biz Galatasaray  bloggerları doğal olarak spor, futbol ve Galatasaray diyoruz kategori seçerken ve bizim gazetemizde başlıyor sarı-kırmızı haberler akmaya, hem de sondan değil tam da düşlediğimiz gibi “en baştan” : maç sonuçları, transfer haberleri, dünya futbolundan gelişmeler, futbolcu ve yönetici demeçleri … Okuyup da geçmiyorsun haberleri, beğendiklerini ve dikkate değer bulduklarını “öne çıkar” butonuyla gazetenin ana sayfasına taşıyorsun, başkalarını da haberdar ediyorsun yeni transferlerden yahut son dakika gelişmelerinden, nasıl olsa gazete senin.  Adı üstünde, “Hürriyet Sosyal”, sadece okumakla bırakmıyorlar eski adıyla “okuyucuyu”, yazar olmaya teşvik ediliyor kullanıcı, kendi görüşünü paylaşma imkanı bulup, bir çok takipçiyle tartışma olanağına sahip oluyor.
Sadece takipçilerle mi, beğendiği yazara o günkü makalesi hakkında soru sorabiliyor, eleştiride bulunabiliyor. Hakan Ünsal’a, Kanat Atkaya’ya, Kenan Başaran’a, Altan Tanrıkulu’na “sevabıyla günahıyla” bolca yazacağız demektir bu. Okuduk, yazdık, tartıştık da, günümüzün olmazsa olmazı “videolar” da yine “kullanıcıya özel” olarak ilgi ve hobileri doğrultusunda “kişisel gazetede” yer almaktadır. Orta sahadan goller, komik kaleci hataları, sezonun en iyi hareketleri sporseverlerin beğenilerine sunulmakta.
Biz bir vakitler hayalini kurduğumuz gazeteye sahip olup, özelliklerini ne kadar uzun uzadıya paylaşsak da, siz kendiniz bu deneyimi yaşamadan hep bir şeyler “yavan” kalır. O halde buyurun: sosyal.hurriyet.com.tr
İçerik: http://ultrasmovement.blogspot.com.tr/
Bir boomads advertorial içeriğidir.

3 Haziran 2014 Salı

Jones Carioca'nın Karabük Macerası


Karabükspor'da sezon sona ermesiyle birlikte sözleşmeleri sona eren İlhan Parlak, Uğur Uçar, Jugurtha Hamroun ile kiralık gelen Jones Carioca ile yollar ayrıldı.

Emmanuel Emenike'den sonra aradığı golcüyü bir türlü bulamayan Karabükspor'da bu sıkıntı, yaz transfer döneminde Werder Bremen'den kiralanan Joseph Akpala ile aşılmış görünüyordu ancak işler pek de istenildiği gibi gitmedi. İlk devrenin son haftasında, Sivas deplasmanında sakatlanan Akpala sezonu kapattı.

Micheal Eneramo ile birlikte Akpala'dan doğan boşluğu doldurmak için Uruguay kulübü Maldonaldo'dan kiralanan Jones Carioca'nın Karabük macerası koca bir "0"dan ibaretti. Son 3-4 senesini çeşitli kulüplerde kiralık olarak geçiren ve ilk defa sadece ülke, şehir değil aynı zamanda kıta değiştiren, Güney Amerika sınırlarının dışına çıkan oyuncu belki uyum sağlamakta bir takım güçlükler çekti ve belki ileri uçta oynamaktan ziyade sağ çizgide görev alması performansını olumsuz yönde etkiledi ama ortalama bir Brezilyalının sahip olduğu yetenek ve teknik beceriden fazlasıyla yoksundu. Şu satırları doldurabilecek herhangi bir özelliği bile yoktu. Bitiriciliği mi iyiydi? Hayır, zaten gol pozisyonuna dahi giremedi. Hızlı, çevik veya dripling kabiliyeti ile öne çıkan bir oyuncu da değildi. Forma giydiği 14 maçta da gol-asist bazında skora etki edemedi. Yaptığı faul sayısı çektiği şut sayısından fazlaydı (11 faul, 6 şut). Yüksek ihtimalle izlenerek, araştırılarak yapılan bir transferden çok elinde kasetle gelen bir menajerin pazarlama yeteneği ile sonuçlanan bir transferdi. 

Torku Konyaspor'la berabere kalınan maçta, son saniyede eline geçen gol fırsatını değerlendirse tam bir başarısızlık hikayesine dönen Karabük macerası güzel bir şekilde noktalanabilir ve belki de Karabükspor Avrupa vizesi alabilirdi.