20 Ocak 2016 Çarşamba

Bildiğimiz Gibi


Bütün olarak düşünüldüğünde Aralık ortasına kadar geçen süre zarfında 2015/16 sezonunun geride bıraktığımız sezonlardan farklı veya daha iyi olduğunu söylemek pek mümkün değil. Bazı detaylar sanki sadece bize özgü ve sonsuza dek sürecek gibi. Erkenden başlayan ve sezon sonuna kadar istikrarlı biçimde devam etmesi muhtemel teknik direktör kıyımları, birbirlerinin boşluğunu doldurmayı alışkanlık edinmiş vizyon yoksunu Türk teknik direktörlerin akıl almaz döngüsü ve bazen sadece iyi mücadele etmeyi baz alan oyun anlayışları, mafyatik yöneticiler ve sevgi dolu(!) açıklamaları, hiç dinmeyen “yönetim istifa” tezahüratları, sonu gelmeyen hakem tartışmaları, boş stadyumlar ve tüm bunlara rağmen bağlılığını, sevgisini yitirmeyen, daha iyi olacağını umut eden biz ‘iyi futbol dilencileri’… Her şey bildiğimiz gibi. Güzel ve farklı yanları da yok değil ama pek az. Konya ve Antalya’da yavaştan oturmaya başlayan kent takımı taraftarlığı bilinci ve Beşiktaş – Şenol Güneş birlikteliğinden doğan pozitif futbol ilk aklıma gelenler. Bunlar dışında bildiğimiz gibi…

(Bu yazı FourFourTwo 2015 Ocak sayısında, mektup bölümünde yayınlanmıştır)