22 Mart 2014 Cumartesi

Şampiyonlar Ligi Sekizlisi


Gruplarında liderliği elde eden 8 takımın çeyrek final bileti aldığı, üç İspanyol takımının birden şampiyonluk mücadelesi vereceği Şampiyonlar Ligi'nde Bayern ve Real Madrid şampiyonluğun en büyük favorisi olarak gösterilirken Manchester United ise en zayıf halka olarak gözüküyor.

Manchester United - Bayern Münih

Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde diğer üç eşleşmeye nazaran turun kimin geçeceğine dair en net tahminlerin ortaya çıktığı ve yanılma payının en düşük olduğu eşleşmenin bu olduğunu söylemek mümkün. Geçtiğimiz sezon Everton'ın başındayken yakaladığı performansı istikrarlı(!)- Son iki sezonda Moyes'un çalıştırdığı Everton ve United'ın 29 maçlık periyotta topladıkları puan ve attıkları gol sayısı eşit- biçimde devam ettiren fakat buna rağmen eleştirilerin odağındaki isim olan Moyes ve ekibine futbolun nirvanasına ulaşan Bayern karşısında hiç şans tanınmaması gayet doğal. Üstelik Olimpiakos karşısında turu getiren van Persie'in de 4 ila 6 hafta sahalardan uzak kalacak olması işlerini daha da zorlaştırıyor. Bayern önceki sezon yarı finalde Barcelona'yı toplamda 7-0 ile devirmişti ve bu en ezici yarı final üstünlüğüydü. Çeyrek finalde bu rekor kaç bilmiyorum ama Bayern tarafından kırılması muhtemel.

PSG - Chelsea

Egosu en yüksek futbolcu ile egosu en yüksek teknik direktör ve Arap sermayesi ile Rus sermayesinin karşı karşıya geleceği bu eşleşme her türlü senaryoya açık. PSG, ligde oldukça rahat biçimde yoluna devam ediyor ve olağanüstü şeyler olmadığı sürece şampiyon olacaklar. Mourinho'nun Küçük Atı Chelsea ise şampiyonluk yolundaki rakipleri City ve Liverpool'a göre gösterişsiz -Arsenal'e 6 atmadan önce idi- olsa da her maçı doğru oynayarak istediğini alıyor ve yoluna devam ediyor.  PSG, kadro kalitesi olarak bir adım önde olsa da Chelsea büyük maç performansıyla durumu dengeliyor. İki takım bir çok açıdan birbirini eşitlese de Yohan Cabaye'ın bile ilk 11'e girmekte zorlandığı Paris ekibi bu oyuncu kadrosu ile var olan potansiyelini Fransa sınırları dışına çıkarmalı, Şampiyonlar Ligi'nde yarı finali görmeli.

Dortmund - Real Madrid

Geçtiğimiz sezon Wembley'deki Şampiyonlar Ligi finalinde sahada olan İlkay, Hummels, Schmelzer, Piszczek, Subotic ve Kuba'nın sakatlıklar ile boğuştuğu ve finaldeki savunma dörtlüsünün hala bir araya gelemediği Dortmund'un, Bayern ile birlikte turnuvanın favorisi olarak gösterilen Madrid karşısında turu geçme ihtimali rakibine oranla daha düşük. Lewandowski sarı kart cezası nedeniyle ilk maçta oynamayacak ve Dortmund'un en büyük güvencesi olan iç saha performansı da bu sezon pek iç açıcı değil. Signal Iduna Park'ta oynadıkları son 2, toplamda ise 6 maçtan mağlup ayrıldılar. BBC(Bale, Benzema, Cristiano) ile ölümcül hücum gücüne ulaşan Madrid cephesinde ise bu hafta oynanacak El-Clasico öncesinde her şey yolunda gözüküyor. Favori olan taraf Madrid.

Atletico Madrid - Barcelona

Bu hafta oynanacak El-Clasico'nun, bu eşleşmenin gidişatına etki edebileceğini düşünüyorum, çünkü Real kazandığı takdirde Barcelona ile arasındaki puan farkını 7'ye çıkartmış olacak ve bu da bir nevi Barcelona'nın lige havlu atmasına neden olacak. Bu durumda Barcelona Şampiyonlar Ligi motivasyonu daha da artmış olacak. Atletico, Barcelona'ya karşı son 3 maçtır kaybetmiyor ve son 8'e kalan takımlar arasında takım olgusunun en çok ön planda olduğu ekip olarak göze çarpıyorlar. Zaten Simeone'nin takımı çok iyi bireysel yeteneklere sahip değil ama müthiş bir enerjileri var, takım içi yardımlaşma en üst düzeyde. Nou Camp'taki ilk maçta Barcelona eğer avantajı elinde geçiremez ise Vicente Calderon'da işi çok zor olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder