10 Mart 2014 Pazartesi

Maç Yazısı: Beşiktaş - Eskişehirspor


Beşiktaş olaşabilecek tüm olumsuz şartlarının bir olduğu akşamda iyi oyunu, isteği ve üstün mücadelesi ile hak ettiği 3 puanı almasını bildi. Son dakika golü ve sonrasındaki gol sevinci ise uzun süre hafızalardan silinmeyecek gibi.

Maça geçmeden önce anlam vermekte zorlandığım bir nokta var. Beşiktaş'ın Olimpiyat Stadı'nda oynadığı son iki maç, havanın soğuk ve yağışlı olacağı bilinmesine rağmen akşam saatlerinde oynandı ki bu stadın şiddetli rüzgarının meşhur olduğunu söylememize gerek yok. Bu saatte ve olumsuz hava şartlarında oynanacak maça ulaşım zorluğunu eklendiği zaman, -galiba- federasyonun maçlara gelmesini istemediği taraftarlara tek tek plaket verilmeli.

Soğuk, yağmur ve dolayısıyla oluşan kötü zemine rağmen Olimpiyat'ın rüzgarını arkasına almanın da avantajı ile daha baskılı oynayan Beşiktaş buna rağmen golü bulamadı. Berbat şartlarda harcanan net pozisyonlar ve ikinci devre bu sefer rüzgara karşı oynayacak olmanın yarattığı dezavantaj, insanı kara kara düşünmeye sevk ediyordu ama takımın ortaya koyduğu üstün mücadele ve iyi oyun isteği ile Beşiktaş hak ettiği galibiyeti öyle yada böyle almayı başardı.

Hakem performansları yine bir Beşiktaş maçında oyunun gidişatını olumsuz yönde etkiledi. Ramon Motta ile Kamara arasındaki ikili mücadele de hakem Abitoğlu oyunu devam ettirdi. Penaltısından olan Beşiktaş bu sezon yalnızca 1 kez penaltı kazandı. Maç sonunda ise Slaven Bilic gerekli açıklamaları yaptı, fazla söze gerek yok.

Bireysel performanslara bakacak olursak da Serdar'ın bu takımın kanayan yarası, en zayıf halkası olduğu bariz. Savunmada güven vermemesinin yanı sıra hücum aksiyonları da iyi değil, isabetsiz orta abidesi. Olcay iyi oynamadığı maçlarda oyun anlamında pek katkı veremese de skora direkt olarak etki eder, performansındaki iniş-çıkışlar yaşardı ama bu kadar maç üst üste kötü oynamazdı. Acilen toparlanması ve aldığı süreyi daha etkili kullanması gerek. Özellikle Antalyaspor maçında taraftarların tahammül sınırlarını zorlayan Holosko ile formsuz Olcay'ın arkasında fazla süre alamayan Kerim Frei umarım Bilic'in gözüne girmiştir. Kumaşı iyi derler ya hani ondan işte, kaliteli ve 10 dakikada Olcay ve Holosko'nun iki maçta yaptığından daha fazlasını yaptı. Takımın hücumdaki en büyük kozu olan Töre ve Oğuzhan, hücum organizasyonlarında başroldelerdi ama daha verimli olmaları lazım. Ayrıca Oğuzhan'ın gördüğü yersiz ve daha çok gereksiz itirazdan doğan saçma sarı katlarının sonu gelmeli. Almeida'nın yokluğu çok büyük eksiklik. Eldeki diğer oyuncular, onun boşluğunu dolduracak kadar yeterli değil. Jones-Holosko değişikliğinden sonra orta saha biraz düşmeye başlasa da imdadımıza Veli Kavlak yetişti. Yetmedi, son gücüyle faulü aldı, golü getirdi.

Maçın yıldızı, gol sevinci dahil her şeyi doğru yapan Ersan Gülüm ve savunmadaki partneri Pedro Franco'ydu. Eskişehirspor maç boyunca rakip kalede ciddi tehdit oluşturamadı. Beşiktaş son 4 lig maçının 3'ünde kalesini gole kapadı. Bu ikilinin bir arada oynadığı 5 maçta Beşiktaş 13 puan topladı. O kadar iyi uyum yakaladılar ki Ersan golü tek başına atmadı, gücünü partnerinden aldı. Sakatlığının etkilerinden artık tamamen kurtulan Ersan, "Dragao'da imkansızı çıkaran Ersan" performansına ulaştı sayılır. Pedro Franco ise kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Maçlarda Franco'nun kayarak müdahale yapmasını dört gözle bekliyorum, hobi oldu artık.

O kadar iyi uyum yakaladılar ki Ersan golü tek başına atmadı, gücünü partnerinden aldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder