1 Mart 2014 Cumartesi

Maç Yazısı: Beşiktaş - Antalyaspor


Bu maç neden cuma akşamı, geç saatte oynanır ki? Beşiktaş, 1 gün daha az dinlensin, mesaisini yeni bitiren Beşiktaşlılar, olimpiyat soğuna takımını desteklemeye gelmesin veya bu çileye dönüşsün diye mi? Önder Özen, bu dinlenme süreleri ile ilgili bir açıklamada bulunmuştu hatırlarsanız. İlk yarı itibari ile Beşiktaş'ın dinlenme süresi tamı tamına -13'tü ve bu sayı katlanarak artmaya devam ediyor. Neden Bursa maçında olduğu gibi, pazar günü öğlen vakti oynanmadı ki bu maç? Bu maç hafta sonu oynansaydı Oğuzhan'ın ilk 11'de başlayabilir, her şey daha farklı gelişebilirdi mesela.

Hafta içinde gelen sakatlık haberlerinden sonra Bilic, zorunlu olarak orta sahayı üç defansif özellikli Veli, Atiba ve Jones ile oluşturdu, Töre'nin yokluğunda Holosko'ya şans verdi. Bu mecburiyetten doğan zorunlu değişiklikler, nasıl bir maçın bizi beklediğinin sinyalini veriyordu aslında.

Veli, Atiba ve Jones ile örülen duvar ile savunmada ve rakibin en büyük kozu olacak kontralarda sıkıntı yaşamak minimum seviyeye iniyordu belki ama bu aynı zamanda pres gücü yüksel ama yaratıcı gücü eksik olan bir orta saha doğuruyordu, mecburiyetten. Aybaba'nın da buna ek olarak Enoh, Serkan ve Uğur İnceman'dan oluşturduğu aynı özelliklere sahip olan orta üçlüsü ile orta alan üst düzey fiziki mücadeleye dayanan, bol faullu ve duraksamalı ama bir o kadar da az pozisyonlu bir karşılaşma oldu. Töre'nin yokluğunda şans bulan Holosko ise taraftarın tahammül etme sınırını zorladı. Ayaklarına çok daha hakim, hızlı ve dripling yeteneği yüksek olan Kerim Frei tercihi, sonradan oyuna dahil olduğunda bile çok daha faydalı olabilirdi.  Kötü oynadığı zamanlarda bile ansızın ortaya çıkan skor üretme becerisine sahip olan Olcay iyi gününde değildi ama yine de oyundan alınmamalıydı. Almeida ileri uçta çok yalnız kaldı.

Eksik isimlerin yokluğunda oyun kurmakta zorlanan ve yaratıcılık gücü sınırlı Beşiktaş'ın en iyisi Ramon Motta'dı. Savunmada başarılı, hücumda üretkendi. Sürekli yaptığı bindirmeler ile takımın hücum yönünü belirleyen isim oldu. 

Bilic, Oğuzhan hamlesinde geç mi kaldı yoksa antrenman eksikliğinden dolayı mı oyuna geç dahil edildi bilinmez ama Oğuzhansız 58 dakika çok kısır geçti. Ömer ve Uğur hamlelerinden sonra Beşiktaş vites arttırdı ve oyun hareketlenmeye başladı ama beklenen gol gelmedi. Fernandes ve Töre'nin oynayamadığı, Oğuzhan'ın sonradan dahil olduğu ve Almeida'nın sakatlanıp çıktığı maçta yine tüm takım elinden geldiği kadar mücadele etti ama üçüncü bölgede beceriksiz kaldı.

Beşiktaş 43 puanda kaldı. Şampiyonluk hayali kurmaktan ziyade ligi -eğer Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu takdirde- ikinci tamamlayarak Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılma ve gelir etme hedefi de sarsılmış oldu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder