22 Nisan 2014 Salı

Maç Yazısı: Beşiktaş - Fenerbahçe


Galatasaray'ın evinde farklı kaybederek 3 puan bıraktığı haftada Beşiktaş'ın ligi 2. sırada bitirebilmek adına çok önemli bir fırsat ve avantaj yakaladığı fakat ligin genelinde olduğu gibi bu ikramı geri çevirdiği bir hafta daha geride kaldı.

Olası Olimpiyat Stadı ziyaretimi askıya almama yol açan Passolig saçmalaması nedeniyle bu denli kritik bir maçın dahi alışılagelmiş derbi atmosferinden uzak olduğu fakat son dönemde oynanan tüm Beşiktaş - Fenerbahçe karşılaşmalarında olduğu gibi futbolun, temponun ve heyecan çıtasının ortalamanın üzerinde olduğu bir maçtı.

Beşiktaş'ın sahada en yaratıcı ve topu ayağın aldığında fark yaratabilecek oyuncusu Oğuzhan'ın oyundan bir hayli kopuk olduğu ilk dakikalarda Beşiktaş rakip kaleye gitmekte ve Fenerbahçe'nin kilidini açmakta zorlandı. Buna rağmen savunma arkasına sarkan topta kaleciye karşı karşıya kalan Almeida golü bulabilirdi ama Almeida'nın en büyük zafiyetini bir kez daha gözler önüne sermesi ve hemen akabinde Sow'un yine karşı karşıya pozisyonda yaptığı net vuruş mevkidaşı Almeida'ya nazire yaparcasına first-classtı. Sow'un golüne dek geçen süre zarfında Oğuzhan'ın yalnızca 2 defa topla buluşmuş olması da aslında kaçınılmaz sonun habercisiydi aslında. 

Performansında her hafta üstüne koyarak ilerleyen Jones  nedenini anlamadığım gereksiz agresifliği ile hemen başın başında takımı eksik bırakabilirdi. Partneri Veli ise artık sadece isin savunma boyutunda rol almıyor. Rapid Wien'de oynadığı dönemden kalma ofansif kabiliyetleri tekrar gün yüzüne çıkıyor gibi. Hücumda son hareketi iyi yapamadığı yönündeki eleştirilere "Gol bölgesine geldikten sonra artık mecalim kalmıyor ki! Beynime oksijen gitmiyor" diyerek yanıtlıyor ama uzaklardan çıkardığı müthiş şutun akabinde Beşiktaş golü buluyor.

Maçın kaderine tek başına etki eden Motta'nın golünden sonra Oğuzhan'ın sahada varlığını hissettirmesi ile Beşiktaş rakip sahada daha etkili olsa da takımın sahadaki en iyi ismi kırmızı kartla atılınca işler değişti tabii. Oyunda kaldığı süre boyunca haftalardır nasip olmayan golü atmasının yanı sıra Beşiktaş'ın hücumlarına yön veren, en verimli ve istekli oynayan oyuncu Motta'ydı ama bu istekliliği başına dert açan etken oldu. 

Gökhan Töre'nin potansiyelinin %20'sini sahaya yansıtması ve maçtan sonra, sabaha karşı omzundan vurularak hastenelik olması da yine Beşiktaş'ın başına gelebilecek türde ekstrem bir saçmalıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder